Buna büyü denmez pek, yalnız Hocam soluğunda, üflemesinde insanı etkileyen, bütün «bağlı kısmetleri açan» bir uğur olduğuna inanılır.
İstanbul’da, Sultanahmet Meydanı karşısında, Yeşil Hoca’nın şekerci dükkânında yapılan bu helvada, ayrıca, okummuş macun bulunur. Helva, yalnız cuma günleri öğle namazından sonra, Şehzadebaşı Camii avlusunda «Helvacı Baba» denen mezarm yanında satılır. Helvayı yiyen ‘kızların «kısmeti açılır», evlerine görücüler, aracılar gelir. Cuma günü öğleden sonra alınan ‘bir tutam (elli gram) helva, üç gün, öğle yemeğinden önce yenir. Yerken «besmele» çekilir, yedikten sonra iki rikaat «kısmet namazı» kılınır. Üç ya da yedi cuma, bu helvadan .yemek, «Helvacı Baba»ya para atmak gereği vardır. Helvayı alan, ilkin «Helvacı Baba»nm mezarı olan büyük çınar ağacının altına gider, orada küçücük taşlardan bir kare yapar. Bu kare ilerde kurulmak istenen yuvanın (evin) temeli sayılır.
Helva yendikten ya da alındıktan sonra, uğurun daha etkili olması isteniyorsa, Fatih’te «Kilise Camiinde «Gönenli Hoca»ya gidilir, okunulur, onun da hayır duası alınır, isteyen ona bir «uğur muskası» yazdırır. Bu muskada yedi «sin», dokuz «sat», üç «rı», bir «elif» yirmi sekiz nokta, bir «Allah», iki «göz» bulunur, bir kare biçiminde düzenlenen muska, dilek yerine geldikten sonra, onu yazan hocaya verilir.
«Helvacı Baba», İstanbul’da 27 Mayıs 1960 devri-mine değin sürdü. Şehzadebaşı Camii’nin avlusu yıllarca böyle «kısmet arayan» kızlarla, dul kadınlarla dolup taştı. Camiin Vefa Kapısı önündeki büyük çınarın altında, ‘bundan elli altmış yıl önce ölen «Sarhoş Recep» adında bir yoksulun mezarı vardı. Ağacın kovuğunda yatan, yaz kış içen, yarı çıplak gezen Recep, bir sabah, yattığı ağacın kovuğunda ölü bulunmuş, kimsesi olmadığı için, çevre halkınca, öldüğü ağacın altına gömülüvermiş. Zamanla bir ermiş niteliğine bürünen «Sarhoş Recep», sonunda, «Yeşil Hoca»mn kazanç kaynağı oluvermiş. Helvacı Baha’nın ortaya çıkışı Demokrat Parti’nin kuruluşundan sonradır. Daha önce böyle bir «ermiş» bilinmiyordu. Orada, bakımsız bir mezar vardı; yanında, Kapalı-çarşı yangınından sonra, geçici bir süre için kurulmuş mobilyacı dükkânları bulunuyordu. Onun bir «ermiş» olması, Aksaray Valide Camii karşısında* Muvakkıthane önünde teneke ile su satan Dilenci Şemsi’nin «Yeşil Hoca» oluşundan,sonradır. Bu yazının yazan Yenikapı Ortaokulu’nda öğrenci iken o sucuyu çok iyi tanırdı (1943). Aradan geçen zaman «Dilenci Şemsi»yi «Yeşil Hoca» adlı bir «ermiş milyoner», bu yazıyı yazanı da Öylelerinin içyüzünü bilen bir yazar yapıp çıktı.
İlgili Başlıklar
Medyum Dolunaya Hemen Soru-Cevap
[contact-form-7 404 "Bulunamadı"]Bir önceki yazımız olan AMENTÜ MUSKASI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.
Bu makaleyle ilgili geri bildirim gönderin.
Merhabalar dolunay hoca evliliğimi kurtardı benim şimdi ben 6.5 senelik evliydim esimle ayrı yerlerde yaşadık o istanbulda ben sivastaydım esimin bana tekrardan asik olmasini istiyordum ve bana baglanmasini istiyordum bu konuda bana yardimci olurmasını istedim sağolsun yuvamı kurtarmak için elinden geleni yaptı ve başarılı da oldu yaptırdığım bebek uygulamalası ile öyle tesirli bir sonuç aldımki bu anlatılmaz yaşanır gerçekten öneriyorum.